Yaz Gelince

                                                  
                                                             Üsküdar
Bir şeyler oluyor , sokaklarda insanlara özgürlük saçıyor tanrı, geceleri artık saklanmak için değil cıvıl cıvıl bir ortam oluşturmak için bağrını açıyor kainat...
      Ah bir de Demet Akalın ,Petek Dinçöz, Serdar Ortaç üçlemesini gözümüze gözümüze sokmasalar daha iyi olacak ama onlarda neşelendiriyor gibi, sürekli tekrarları olmayınca fena değiller:D
                        
          
 

   

 

      Vapur sesleri, martı çığlıkları,kedi kavgaları, seyyar satıcılar ve çalışanlar tüm gün doldurur bu şehri akşam vakti o vapurlar o satıcılar bir bir yerlerini tenhalığa bırakır ama çocuklar bunu nasıl başarıyorsa sabah akşam parklardan, mahallelerden eksik olmazlar onların cıvıltıları ''
Anne; uzaktan 'ellerinde poşet olan amcalar  geliyor' diyene kadardır Anneleri 'Bak pisler yine içmeye geliyorlar, şimdi yakalayıp atacaklar sizi denize' deyip,çocuklarını alıp gittiklerinde biter,ama yaz gece güzeldir.Benim için kesinlikle, tabi gündüz Kız Kulesinde, sultanahmed'i, haliç'i, Çırağan sarayını izleyerek yüzen kardeşim için hariç o gündüz sıcaktan bizim kadar bunalmıyor, akıntıya kapılmadan sandalla sığı yerlerde açılıyor, annem ise hala, eskiden komşularının oğlu orada boğulduğu için her seferinde hatırlatarak imam olan kardeşimin arkasından adeta bir hatim okuyarak yolluyor..

       Ah bizim için geceler harika komşular arası balkon turnuvası okeyler, tavlalar dönerken çay bardakları şıngırtıları arasında kahkalarla geceyi eğlendiriyoruz, müzeyyen teyzenin,adeta bir yeşilçam artisti edasında eski istanbullular'danım canım dercesine kuzum kuzum konuşmalarıda işin arasına girmesi cabası...) Dantel örgü çeyiz muhabbetlerinin yanında birde mahalle dedikoduları olunca fazlası ile sarıyor bu muhabbetler açıkcası ama biz kızlar takımı olarak bazı ters köşe kalıyoruz .. Çünkü genelde yapılan dedikodular hep bize dönüyor işte bu fena kızdırıyor, diyorsun bari benim karşımda yapmayın yok dururlarmı kendi evinizin ahalisi susmuyor bir kere ,işte '' senin kızın hala görüşüyormu , heee  , hadi hayırlısı (daha ne oldu ise hemen hayırlısı derler) peki oğlan ne yapıyor, burada mı nerede (bunu da en az kırk kere sormuşlardır hala sorarlar)'' fix cevaplar fiks,sorular sürer böyle ... Sonra çay servislerini geç yapınca anlıyor bizimkiler aman ne alınganlar canıım diyorlar biz ters ters bakarak bardakları tazelerken..) sonra muhabbet mahalle oğlanlarının aleyhine dönüyor bu sefer biz ölüyoruz gülmekten '' ah bu bizim çocuk hala korkuyor evlenmekten otuz yaşına geldi hala anne ben yapamam diyor ( Bu bahsettikleri bizim mahallenin garip serdar abisi teyzelerle dertleşip fikir danıştığı için böyle dillerde yıllardır)annem diyor ben o çocukla konuşayım (O anda biz bir kahkaha patlatıyoruz yok anne biz konuşalım diyerek ..) anneler sinirleniyor şunlarada bak iş çıktı bunlarada diyorlar , seval teyze de tabi diyor  temelli evlenmekten vazgeçsin oğlan...))'' Yine ölüyoruz gülmekten vel hasıl sonra konuşmalar orada bulunmayan diğer mahalle kızlarına geliyor sıra..

           

      Yaz böyle sürüp gidiyor birde bu sıcakta sabah kalkıp o koskoca yokuşu inip işe gidip gelme durumu  da olmasa daha güzel olacak gibi fakat hepten tatilde çok bunlatıyor insanı ,birden adınız boş gezen oluyor  başlıyorlar emir vermeye babaannenlerde kal şöyle yap böyle yap..))

     Üsküdar böyle güzel fakat insanın yine de canı sıkılıyor her köşesinde bir el ele sevgili varken yalnız kalmak varya, zoruna gidiyor ya..