Dilenci

Bir zamanlar küçücüktüm;gittiğim okulun,müdürün okulu olduğunu düşündüğüm zamanlar...Dışarıda oynadığım günler vakit nasıl geçer bilmezdim.Arkadaşlarımla bir yerlere oturup saatlerce bebeklerimize elbise dikerdik.Sanki onlar yaşıyormuş bize muhtaçlarmış gibi bakardık.Erkek arkadaşlarım da vardı tabi onlarla dokuz aylık oynardık,taş çevirirdik,dokuz taş dizerdik.Şimdi hatırlamıyorum bile,o oyunlar nasıl oynanırdı .Kaçıp giderdim aşağı mahallelere,annem yüz kere kızsa bile...Hatta bir kere polise bile haber verdiği olmuştu;ama ben ha orası ha burası farklılık hissetmezdim.Çünkü o zamanlar hissettirilmezdi,karnınız acıktı mı komşu anneniz verirdi.Ne isterseniz tıpkı sizin annenizin verdiği gibi;yiyecek, içecek... Evlerde domates toplandıktan sonra bir telaş olurdu çuval çuval domatesler indirilirdi bahçeye.Tek tek elekten geçirilirdi hepsi,sonra kazanlar kurulur hepsi kaynatılırdı ve sabırsızlıkla beklediğimiz salça kıvamını tutardı ve tuzu da eklendikten sonra ellerimizde ekmekler...